LOVE

LOVE

30 Eylül 2015 Çarşamba

Uraz’lı Yaşama Merhaba...

Anne Oldum…Aile Olduk...



15 EYLÜL 2015…Hayatımın gerçekten değiştiği gün bugün.



 
Abimin söylediği bir söz var, hiç unutmam; “Evlenince yani iki kişi olunca filan değil de, çocuk olunca insanın hayatı değişiyor. Allah göstermesin anlaşamazsan boşanırsın ve hayatına devam edersin, ama çocuk olunca hayatında ömrün boyunca kendinden başka sorumlu olacağın bir daha kişi oluyor.” Çok doğru…
Eşimin mesleği gereği, doğum için risk almadım ve günü saati belli olan epidural sezaryenle doğum yapmayı tercih ettim. Doğumun olacağı gün evden iki kişi olarak çıkarken, dönüşte üç kişi olarak gelecek olmak bize hayal gibi geliyordu.
Hastaneye gittiğimizde Burcu ve Pınar bizi bekliyorlardı. Giriş işlemlerini tamamlayarak 6.katta bulunan odamıza çıktık ve başladık hazırlıklara(bununla ilgili detayları “Doğum odası hazırlıkları…” başlıklı yazımda bulabilirsiniz).
Sevenlerimiz geliyor, sohbetler ediliyor, süslemeler yapılıyor filan derken ben durumun çok farkında değildim ve hala şaka gibi geliyordu. Taa kii; saat 13:00 gibi hemşire gelip de doğum için giymem gereken önlüğü getirdiğinde durumun gayet ciddi olduğunu anladım ve biraz korkmaya başladım.
Beni doğumhaneye götürmek üzere getirdikleri yatak üzerinde önlüklü ve boneli odadan çıkarken de artık gözyaşlarım sel olmuştu. Benimle birlikte beni doğuma uğurlayan, her şeyin çok güzel olacağını, bol bol dua etmemi ve sakin olmamı söyleyen sevdiklerim de benimle birlikte sevinç gözyaşlarını tutamadılar, bizi asansöre kadar uğurladılar. Asansörün kapısı kapandığında elimi sımsıkı tutmaya devam eden sevgili eşim, doğum esnasında da bana güç ve destek vermek için yanı başımdaydı.  
Saat 13:53…Doktorum Ramazan Bey’in elinde Uraz’ın yüzünü gördüğüm ilk anı hala çok net hatırlıyorum. Dokuz ay boyunca yaptığın her harekette, yediğin her yemekte kendinden önce onu düşündüğün, içinde giderek büyüyen ve inanılmaz bir bağ ile bağlandığın minik kıpırtın artık senden bağımsız bir bireydi. Dokuz ay boyunca içinde ama bir bilinmezdi. “Eli ayağı nasıldı, gözü ne renkti, saçı var mıydı?”… gibi her annenin kendine defalarca sorduğu ve asla cevabını bilemediği yüzlerce soru işte o anda cevaplarını tek tek buluyordu.
Temizlendikten sonra, sevinç gözyaşları ve heyecan içerisinde Uraz’ımı kucağıma aldım, mis kokusunu içime çektim ve bu güzel duyguyu bana yaşattığı için binlerce kez Allah’ıma şükür ettim.
Benim dikim işlemlerim tamamlanırken, Uraz’ı ilk muayenesi için bebek odasına(2.770 gr,48 cm) götürdüler. Odama geldiğimde kalabalık daha da çok artmış ve tüm hazırlıklar tamamlanmıştı. Başta yine gelincik Burcum olmak üzere, emeği geçen herkese tekrar çok teşekkür ederim.

Sütüm ilk gün geldi ve Uraz da emmeyi başarabildiği için ilk aşamayı sıkıntısız atlattık. Genel anestezi olmadığı için son derece kendimdeydim ve gelen tüm ziyaretçilerle elimden geldiğince ilgilenmeye çalıştım.

İlk gece Uraz bebek odasında uyudu, 3 saatte bir emmek için odaya getirdiler. Uyandırıp emzirmeye çalıştım ama sürekli uyuduğu ve çabuk yorulduğu için emme seanslarımız bayağı bir uzun ama başarılı geçti.
Hem biraz toparlanmış olmak, hem de ilk güne sıkıştırmamak için bebekle ve ailelerle yapılacak fotoğraf çekimini 2.güne bırakmıştık.(Doğum hazırlıkları ve doğum fotoğrafları 1.gün çekildi) Şimdi anlıyorum ki; çok da isabetli bir karar olmuş, eğer fotoğrafçınız kabul ederse kesinlikle siz de bu şekilde tercih edin.  

Sağ olsunlar tüm sevdiklerimiz bizi bu özel günlerimizde hiç yalnız bırakmadılar, üç gün boyunca odamız doldu taştı, bebeğimiz ve bizler için güzel dilekler dilendi. Ne mutlu bize ki; çok güzel dostlar biriktirmişiz, bu açıdan çok zenginiz.

Çok Şükür….